COVID-19 Sonrası Dünyada Daha Güvenli, Daha Sürdürülebilir Ulaşım

COVID-19 krizi, şehirlerin işlevselliğini sağlamak için etkili bir toplu taşımanın ne kadar önemli olduğunu gösterdi. Sağlık hizmetleri, acil servisler, gıda hizmetleri ve diğer sektörlerde çalışan kilit role sahip kişilere hizmet vererek toplu taşıma sadece bazı insanlar için değil, tüm kent sakinleri için önemli bir hizmet haline gelmiştir.

Ancak koronavirüs salgını ile alınan karantina uygulamalarıysa dünya çapında toplu taşıma sistemlerine inanılmaz bir yük bindiriyor. Uzun süredir devam eden düşüşün ardından toplu taşımaya olan talep birçok yerde % 50-90 oranında düştü. San Francisco’nun BART sistemi, azalan toplu taşıma yolculuğu ve daha az satış vergisi geliri nedeniyle ayda 55 milyon dolar kaybediyor. Brezilya’da raporlar günlük 1 milyar R $ ‘dan (188 milyon $) fazla kayıp gösteriyor. Bazı hükümetler toplu taşıma sistemlerini iflasa karşı korumak için müdahale etmeye de başlıyor: “US CARES Act” (ABD Umursuyor Yasası), toplu taşıma kuruluşları için acil yardım paketinde 25 milyar dolar içeriyordu.

Kaynak: MTAPhotos/Flickr

Kısa vadede sistemleri ayakta tutmak için acil durum müdahaleleri gerekli olsa da, hükümetler de uzun vadeli düşünmelidir. Toplu taşıma, karbon emisyonlarını azaltırken, yolları daha güvenli hale getirerek ve insanların işlerine ve diğer fırsatlara erişimini iyileştirirken hızlı bir şekilde de iş yaratabilen bir yatırımdır.

Toplu taşıma, diğer ulaşım yatırımlarından daha hızlı iş yaratabilir ve sürdürebilir. Büyük Durgunluk’tan sonra Amerika Birleşik Devletleri’ndeki son büyük ekonomik uyaranın etkileri üzerine yapılan bir araştırma, toplu taşıma yatırımlarının yeni yol ve köprü inşaatlarından dolar başına % 31 daha fazla istihdam yarattığını ve yol ve köprülerdeki onarım çalışmalarının, yeni köprü ve yol inşaatına kıyasla dolar başına %16 daha fazla istihdam yarattığını gösterdi. Güney Kore’de, Büyük Durgunluk’tan sonra toplu taşıma, bisiklet ve demiryollarına yatırım, tüm program kapsamında yaratılan toplam istihdamın yüzde 15’ine denk tahmini 138.000 istihdam yarattı

Yeşil bir teşvik yatırımı olmanın ötesinde, toplu taşıma, özel araç kullanımından daha verimli olduğu için, kişi başına daha az sera gazı yayar ve her yıl 7 milyondan fazla insanı öldüren daha az hava kirliliği yayar. Ayrıca, özel araçların yaygın kullanımından çok daha güvenli ve bu da yol ölümlerinin yükselen gelgitini azaltmaya yardımcı olabilir.

Kompakt, transit odaklı geliştirme, daha sağlıklı kent sakinleri için yürüyüş ve bisiklete binmeyi teşvik eder. Ve toplu taşıma, mevcut COVID-19 krizinin ortaya çıkması nedeniyle, büyük karayolu ağlarından daha fazla iş, eğitim ve hizmetlere daha adil erişim sağlayabilir.

Hükümetler, kalkınma bankaları ve ajanslarının toplu taşımayı ekonomik toparlanma için teşvik paketlerinin ayrılmaz bir parçası haline getirebilmelerinin beş yolunu şu şekilde sayabiliriz:

  1. Toplu Taşıma Operasyonlarına Gelir Desteği Vererek İstikrarı Sağlayın

Koronavirüs salgını azaldıkça, ekonomik faaliyetlerin en azından başlangıçta yavaşça devam etmesi bekleniyor ve bu esnada toplu taşıma araçlarının sınırlı bir taleple karşı karşıya kalması oldukça muhtemel. Toplu taşımanın, hizmet kalitesini sağlamak ve kamusal alanı başkalarıyla paylaşma korkusu duyan yolcularda güven tesis etmek için güvenilir desteğe ihtiyaç olacaktır. Ulusal ve eyalet hükümetlerinin, güvenilir ve kaliteli toplu taşıma hizmeti sağlamak ve bu hizmetlere tam talep geri geldiğinde toplu taşıma sistemlerinin hem varlığını devam ettirip hem de etkili olmasını sağlamak için sürekli nakit desteği sağlamaları gerekebilir. Bu, sıkıntıda olan bir ekonomide çalışanlar için önemli işleri sürdürecektir. Amerika Birleşik Devletleri’nde toplu taşıma, 430.000 işi destekliyor.

Bu aynı zamanda toplu taşımayı desteklemek için gelir modelini de yeniden gözden geçirme zamanı.

Toplu taşımayı yalnızca ücretlerle finanse etmek hep bir sıkıntı olmuştur ve kısıtlı bir ekonomide, bu gideren artan açığı kapatmak için kamu fonları, özellikle gelişmekte olan ülkelerde her zaman geçerli bir çözüm olmayabilir. Ekonomik teşvik programları, trafikte yoğun saat ücretlendirmesi ve park yönetimi gibi gelirlere yönelik yenilikçi ve yeni yaklaşımlarını inceleyebilir ve para toplayabilmek için de özel araçlara olan talebi azaltıp toplu taşıma, yürüyüş ve bisiklet kullanımını teşvik edebilir.

  1. Yüksek Kaliteli Otobüs ve Toplu Taşıma Altyapısı Oluşturun

Koronavirüs salgını sırasında kent merkezlerinde araç trafiğinde ciddi bir azalma ile şehirler, yol alanını daha yaratıcı şekilde kullanma fırsatına sahip. Toplu taşıma yolcuları güvenilirlik, hızlı hizmet, düşük ücret, güvenlik ve konfor istiyor. Genişletilmiş bisiklet ve yürüyüş altyapısına ek olarak (bkz. Madde 4), ilk iki özelliği geliştirmenin bir yolu özel veya tercihli otobüs şeritleri uygulamak.

Özel otobüs şeritleri ve dünyada BRT adıyla da bilinen metrobüs sistemleri, emisyonları azaltıp yolları daha güvenli hale getirirken, seyahat sürelerinin ve iş imkanlarının erişiminin iyileştirilmesine yardımcı olabilir. Meksiko, son 15 yılda her gün yaklaşık 1,5 milyon yolcuya hizmet veren yedi BRT koridoru inşa etti. Dünya genelinde BRT’deki büyüme yavaşlasa da, büyük şehirler bu anı stratejik açılımları dikkate almak için kullanabilir. Örneğin Minneapolis-St. Paul’de işletilen MetroTransit, ön ödemeli, sınırlı duraklı ve özel tasarlanmış istasyonlarıyla seyahat süresini azaltan iki hızlı otobüs hattı inşa etti. Dokuz koridor daha planlanmış ancak ekonomik teşvikten kaynaklanabilecek fonlar bekleniyor.

Bazı ülkelerde, boru hattında metro veya hafif raylı sistem gibi başka toplu taşıma projeleri de olabilir ve toplu taşıma projelerinin hızlandırılması da bir diğer mantıklı seçenek olabilir.

  1. Otobüs Filolarını Modernleştirin ve Elektriklendirin

Birçok ülkede ekonomik teşvik paketleri ile, halk otobüsü filolarının elektrifikasyonunu genişletmek için büyük bir fırsat var. Elektrikli otobüslerin toplam yaşam döngüsü maliyetleri geleneksel dizel otobüslerin maliyetlerine yaklaşıyor, ancak elektrikli otobüslerin daha yüksek ön maliyetlerinin olmasıbirçok şehirde elektrikli otobüs filosunun kurulmasının önünde engel oluşturuyor. Shenzhen’in tüm halk otobüsü filosunu elektrikli otobüslere dönüştüren ilk şehir olmasına yardımcı olmak için Çin’in ulusal hükümeti otobüs başına 150.000 dolarlık sübvansiyon sağladı. Benzer teşvikler, şehirlerin ilk tedarik güçlüğünü aşmasına ve elektrikli otobüslerin hava kalitesi ve sera gazı emisyon faydalarından yararlanmaya başlamasına yardımcı olmak için yeni teşvik paketlerine dahil edilebilir.

Bazı ülkelerde, arz tarafına yönelik sağlanan destek daha yararlı olabilir. Amerika Birleşik Devletleri’nde, üreticilerin e-otobüs arzı, talebi karşılayamıyor. Şili’nin elektrikli otobüslere zaten güçlü politikaları ve yatırımları var. Artan üretim, mevcut talebi karşılamaya ve yeni işler yaratmaya yardımcı olabilir.

Diğer yerlerde, özellikle yüzlerce bağımsız minibüs operatörünün baskın ulaşım tarzı olduğu Afrika şehirlerinde başka türlü iyileştirmeler daha iyi bir yatırım olabilir. Örneğin, Ruanda’nın Kigali şehri, “dokun ve devam et” gibi nakitsiz ödemeler, ücretsiz Wi-Fi (birçok Afrika şehrinde yüksek talep edilen bir kalem) ve kapalı otobüs durakları içeren daha büyük kapasiteli otobüsler sunuyor. Tüm şehirlerde toplu taşıma sistemlerinin dijitalleştirilmesi, hizmet kalitesini ve dolayısıyla yolculuğu önemli ölçüde artırmaya yardımcı olabilecek büyük bir yatırım alanı.

  1. Bisiklete binmeye ve yürümeye yatırım yapın

Bir ihtiyaç karşısında, COVID-19 karantina uygulamaları sırasında birçok şehirde bisiklete binildi. Zaruri ihtiyaçları yerine getirebilmek için kent içinde hareket etmenin en iyi yolu olarak karşımıza çıkıyor. Yayalar için kaliteli alanlara olan ihtiyaç da artış göstermiş, bazı şehirler sokakları yürüyenler için dönüştürmeye başladı. Bu ulaşım türleri sadece dirençli olmakla kalmıyor, aynı zamanda ekonomik, sağlıklı yaşamı teşvik eden ve bölgesel ekonomiyi güçlendiren taraflarıyla da karşımıza çıkıyor. Bunun yanı sıra, aynı zamanda insanların toplu taşıma araçlarına erişiminin de ayrılmaz birer parçası.

Bisiklet ve yaya projeleri de yol projelerinden daha fazla istihdam yaratabilir; nitekim ABD’de yapılan bir araştırma, yatırılan her 1 milyon dolar için 11’e kadar iş imkanının yaratıldığını gösteriyor. Güvenli tasarım ilkelerini takip eden akıllı yatırımlar, yoğun şehir sokaklarında korumalı bisiklet şeritlerinden daha geniş kaldırımlara ve stratejik sokakları düşük hızlı bölgelere, bisiklet bulvarlarına veya paylaşımlı yollara dönüştürerek trafikteki çarpışma oranını ve şiddetini önemli ölçüde azaltabilir.

Avrupa’nın en kirli şehirlerinden biri olan ve koronavirüs salgını tarafından en çok etkilenen Milano, kısa süre önce ekonomisini sıfırlama ve yaz boyunca ticareti teşvik etme çabalarının bir parçası olarak 35 kilometrelik cadde ve sokağı bisikleti ve yürümeyi desteklemek için kalıcı olarak dönüştürmeyi planladığını açıkladı.

  1. Yönetişimi Hakkıyla Yapın

Koronavirüs salgını, kentlerde olanların kentlerde kalmadığı modern dünyanın birbirine bağlı doğasını ortaya çıkardı. Bununla birlikte, şehir planlamasının da genellikle parçalı ve koordinasyonsuz olduğu görülüyor. Bu durum da toplu taşıma için önemli sonuçlar doğurmaktadır.

Örneğin Brezilya’daki São Paulo metropol bölgesinde 39 farklı belediye başkanına sahip 39 şehir var. Bu arada eyalet hükümeti şehirlerarası sistemleri yönetiyor. Şimdi, uzun süredir devam eden diğer uyum konularını ele almak için acil bir COVID-19 müdahelesi zorunluluğunu kullanarak şehirler, şehir bölgeleri ve ulusal hükümetler arasındaki koordinasyonu genişletme zamanı.

Son olarak, yeşil teşvik paketlerine yatırım yapmak, ulaştırma sektöründe Paris Anlaşması’nın gerçekleştirilmesine ve ayrıca trafikte can kayıplarını yarıya indirmeyi ve güvenli, uygun fiyatlı, erişilebilir ve 2030’a kadar herkes için sürdürülebilir toplu taşıma  hedeflerini içeren Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları‘nı karşılamaya yönelik gelişmiş iklim eylemini teşvik edebilir.

Bu ilkeler, teşvik paketlerinin şehirlerin sadece koronavirüs salgınından sonra sadece kendilerine gelmelerini değil, aynı zamanda daha iyi bir  şekilde kendilerine gelmelerini sağlamaya yardımcı olabilir. Yani daha fazla iş imkanı yaratabilirler; toplumun daha geniş bir kesimi için fırsata erişimi artırabilirler; daha iyi hizmet sağlayarak toplu taşımadaki yolculuk sayısını artırabilirler; emisyonları azaltmaya devam edebilirler; ve trafikten kaynaklanan can kaybı ve yaralanmaları azaltabilirler.

 

Bu yazının orijinali Ben Welle ve Sergio Avelleda tarafından kaleme alınmış olup 23 Nisan 2020 tarihinde WRI Insights’ta yayınlanmıştır.