İstanbul’un Trafiği Dünya İkincisi
Fotoğraf: gecetreni

Fotoğraf: gecetreni

buy marlboro cigarettes online

Dünyanın en büyük navigasyon şirketlerinden TomTom, geçen ay 5 kıtadan 161 şehrin 2012 yılına ait verilerine dayanan Trafik Sıkışıklık Endeksi’nin sonuçlarını duyurmuştu. Endekse göre Moskova dünyada trafiğin en sıkışık ve yoğun olduğu şehir olarak belirlenirken, İstanbul ikinci sırada yer almıştı.

İstanbullular normalin en az iki katı daha uzun bir süreyi trafikte geçiriyor

TomTom’un raporuna göre İstanbul’da seyahat süreleri ortalama olarak normalden %55 daha uzun sürüyor. Yani, normal koşullarda 27 dakika sürmesi beklenen yolculuklar, trafik nedeniyle bir saate uzuyor. Tabii bunlar sadece ortalama rakamlar, trafiğin en yoğun olduğu akşam saatlerinde bu oranlar %125’e kadar yükseliyor. Rapordaki diğer bir çarpıcı bilgiye göre, ortalama bir İstanbullu her yıl trafikte yaklaşık 118 saat kaybediyor.

Dünyanın trafiği en sıkışık 10 kenti

TomTom Trafik Sıkışıklık Endeksi’ne göre Avrupa’daki ortalama sıkışıklık seviyesi %24. 2012’de trafiğin en sıkışık olduğu 10 şehir ve sıkışıklık oranlar ise şöyle:

1. Moskova %66           6. Los Angeles %33
2. İstanbul %55             7. Sidney %33
3. Varşova %42            8. Stuttgart %33
4. Marsilya %40            9. Paris %33
5. Palermo %39           10. Roma %33

TomTom bu endeks ile dünyanın dört bir yanından topladığı verileri kullanarak, trafik sorunlarını çarpıcı bir şekilde ortaya koyuyor. Fakat farklı koşullardaki şehirlerin trafik sıkışıklık oranlarını bire bir karşılaştırmak pek mümkün değil. TomTom Trafik Sıkışıklık Endeksi de bu nedenle bazı eleştiriler aldı. Bu eleştirilerin bir özetine buradan ulaşabilirsiniz.

İSTANBUL'UN TRAFİK SORUNU NASIL ÇÖZÜLÜR?

TomTom Trafik Sıkışıklık Endeksi’nin verileri tam anlamıyla karşılaştırılabilir olmasa da İstanbul’un ciddi bir trafik sorunu olduğu aşikâr. Peki bu sorunun çözümü için neler yapılabilir? Bu soruyu bu kadar kısa bir yazıda cevaplamak elbette imkânsız, yine de bir yerlerden başlayabiliriz.

Trafik denince aklımıza ilk olarak otomobil kullanıcıları geliyor. Oysa toplu taşıma ile çok daha fazla kişiyi çok daha çabuk ulaştırma şansına sahibiz. Bu nedenle yol mekanlarını kullanımında, planlama tercihlerinin büyük ölçüde toplu taşımadan yana kullanılması gerekiyor. İstanbul’da şimdiden bu yönde olumlu gelişmeler var. 2012’de Millet Caddesi’nde başlayan otobüslere özel şerit uygulamasının İstanbul’un farklı bölgelerinde hayata geçirilmeye başlandığını görüyoruz.

Raylı sistem ihtiyacı

İstanbul’daki talebi karşılayabilmek için raylı sistemi yaygınlaştırmak gerekiyor. Bu doğrultuda İstanbul Ulaşım Ana Planı’nda 2023’e kadar 600 km’nin üzerinde bir metro ağının kurulması hedefleniyor. Fakat bu sistemlerin kurulması yavaş ve pahalı olduğundan İstanbul’da diğer toplu taşıma alternatiflerine yönelmek ve otomobil kullanımını mümkün olduğunca cazip olmaktan çıkaran uygulamalara ağırlık vermek gerekiyor.

Metrobüs de İstanbul’un ulaşımındaki doğru tercihlerden biri. Fakat Metrobüs hattında yolculuk talebi çok yüksek olduğu için bazı sıkıntılar yaşanıyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi bu güzergâhtaki talebi karşılayabilecek metro projeleri üzerinde çalışmaya devam ediyor. Bunun yanı sıra Metrobüs hat ve istasyonlarındaki erişim sorunlarının çözülmesi ve entegrasyonun iyileştirilmesi için çalışmalar sürdürülüyor.

Toplu taşıma ağı güçlendiğinde insanlar otomobil kullanmaktan vazgeçecekler

Farklı ülkelerin deneyimleri gösteriyor ki otomobile ayrılan alanlar azaltılıp alternatif imkânlar sunulduğunda, insanlar zaman içerisinde buna uyum sağlamaya ve otomobillerden vazgeçmeye başlıyorlar. Toplu taşıma ağını güçlendirmek, yayalardan ve bisikletlilerden yana ulaşım politikaları geliştirmek ve bunları park ve fiyatlandırma politikalarıyla desteklemek mümkün.

İstanbul’daki olumlu gelişmelerin yanı sıra, karayolcu bakış açısının devam ettiğini gösteren bazı projeler uygulanabiliyor. Taksim için planlanan proje bunun en iyi örneklerinden biri. Proje ile yer altından trafiğin daha hızlı ve kesintisiz akması sağlanmaya çalışılıyor. Ancak yayaların ve taşıtların kesiştiği noktalarda alt geçitler veya tüneller kullanıldığında, istinat duvarları ve yarıklar nedeniyle yayalar için zorlu bir alan yaratılmış oluyor. Bu durum toplu taşıma alternatiflerinin kullanımını zorlaştırıyor ve daha çok otomobil kullanılması teşvik edilmiş oluyor.

zp8497586rq

Bu yazıya yorum yapılamıyor.