KENTLERİMİZ AKILLI BİSİKLETLERİNİ PAYLAŞIYOR
Belediyelerimiz kent içi trafik sıkışıklığını azaltmak, hava kalitesini iyileştirmek ve fiziksel aktiviteyi artırmak gibi çözümler için son birkaç yıldır akıllı bisiklet paylaşım sistemlerini kurmaktadır. Dünya genelinde en iyi şekilde akıllı bisiklet paylaşım sistemi kurmak için mühendislik ve planlama çözümleri mevcuttur.
Ulaşım ve Kalkınma Politikaları Enstitüsü’nün (ITDP) yayımladığı rapora göre bunlardan bazıları; (i) istasyonlararası mesafenin 300-400 metre olması, (ii) 1000 kentli için 10-30 arasında bisiklet sağlanması, (iii) kapsama (süpürme) alanının yaklaşık olarak 15’yi aşmaması. Ayrıca işletmenin daha az sorunlu geçmesi için istasyon ve bisiklet tasarımlarının kullanıcı dostu, sağlam ve güvenlik açısından donanımlı olması da önemli kurallar arasında yer almaktadır. Dünya’da bu kurallara uyan akıllı kentlere bakıldığında öncü şehirler Barselona, Lyon, Mexico, Montreal, New York, Paris ve Rio de Janeiro olarak sıralanabilir. İstanbul’da da mevcut bir uygulama olmakla birlikte İzmir, Kocaeli ve Konya bu konuda başı çeken şehirlerimizdendir. Yapısal olarak farklılık gösteren bu üç şehrin akıllı bisiklet paylaşım sistemi konusundaki temel sorunları benzerlik göstermektedir. EMBARQ Türkiye – Sürdürülebilir Ulaşım Derneği ile İstanbul Otopark İşletmeleri’nin (İSPARK) ev sahipliğinde ağustos ayı içinde Bisiklet Paylaşım Sistemi Tecrübe Paylaşım çalıştayı düzenlenmiş olup mevcut durumda bisiklet altyapısı, bisikletli ulaşım planı ve akıllı bisiklet paylaşım sistemi olan şehirlerimiz davet edilmiştir. 8 şehrimizin katıldığı olduğu çalıştayda ev sahibi İstanbul haricinde Eskişehir, İskenderun, Kocaeli, Konya, Muğla, Trabzon ve Rize’den temsilciler yer almıştır.

Fotoğraf: Benoit Colin - WRI

Fotoğraf: Benoit Colin – WRI

Çalıştayın amaçları şehirlerimizin inşaat ve işletme süreçlerindeki tecrübelerini paylaşmaları, Kocaeli-Budapeşte arasındaki eşleşme ile gerçekleşen akıllı bisiklet paylaşım sistemi karşılaştırma çalışmasının sonuçlarını sunmak ve akıllı bisiklet paylaşım sistemi kurmak isteyen şehirlerimizin bu tecrübelerden faydalanmasını sağlamak olarak sıralanabilir. Karşılıklı tecrübe ve bilgi alışverişi ile gerçekleşen çalıştayda kentlerimizin sorunları arasında daha önce bahsedildiği gibi bisiklet yolu altyapı yetersizliği olarak görülmekte olup ayrıca sistemin işletimi ile sorumlu kurumların devamlılığını sağlanması için finans kaynağı bulamaması da büyük ölçüde sistemleri sekteye uğratmaktadır. Barselona, New York, Paris ve Budapeşte örneklerine bakıldığında özel sektörün bu sistemlere kent içi ulaşım aracı olarak değil kent içi iletişim aracı olarak finansal destek verdikleri görülmektedir. Türkiye’de de bu tip iş planlarının geliştirilmesi işletmeden sorumlu kurumların bakım-onarım, bilgi teknolojileri ve altyapı giderlerinin karşılanması bakımından rahatlamasını sağlayacaktır.

Kentlerimizde öncelik bisiklet yolları için altyapı yetersizliği gibi gözükse de aslında asıl sorun kent içi ulaşımda yer alan türler arasında ve kentsel gelişim planları ile bütünleşik bir planlamanın yapılmaması nedeniyle meydana gelmektedir. Dünyadaki iyi uygulama örneklerine bakıldığında akıllı paylaşım sisteminin efektif olması için istasyonlararası mesafe, kapsama alanı ve en önemlisi 1000 kentli başına düşen bisiklet adedini sağlamak sistemin devamlılığı konusunda büyük önem arz etmektedir. Kurulan akıllı paylaşım sistemlerinin sadece turistik amaçlara ve eğlenmeye amaçlara hizmet etmesi bu sistemlerin kentliler tarafından sahiplenilmesini engelleyebilmektedir. Sahiplenilmeyen sistemlerde de hem bisikletlerde hem de istasyonlarda vandalizm görülmektedir. Belediyelerimizin kent içi ulaşım konusunda yetkili dairelerinin birlikte çalışması bisikletli ulaşım konusunda hem güvenli ve erişilebilir bisikletli ulaşım planlaması, hem de işletim aşamasındaki iş planlarının verimlilik planları çerçevesinde geliştirilmesi için bu sorunları en aza indirecektir.
*Pınar Köse’nin Unibusiness Eylül 2015 sayısında yayınlanan yazısıdır.