Dario Hidalgo imzasıyla TheCityFix.com’da yayınlanan makaleyi EMBARQ Türkiye ekibinin çevirisiyle sunuyoruz.
Ekonomik, sosyal ve çevresel sürdürülebilirliğin sağlanmasında ulaşım sistemlerinin önemi büyüktür. Ne yazık ki, günümüzde kent içi ulaşım sistemlerinin toplum üzerindeki olumsuz etkileri artmaktadır. Dünyadaki toplam sera gazı salınımının %14,5’i ulaşım sektörü kaynaklıdır. Kişisel otomobil kullanımındaki artışın günümüzdeki hızıyla devam etmesi durumunda, ulaşım sektörünün enerji kullanımı ve emisyonlarının 2050 yılına kadar %80 oranında artması bekleniyor. Emisyonların büyük kısmı dünya nüfusunun yarısından fazlasını barındıran şehirlerde salınıyor. Salınımlardaki artış %90 oranında kişisel motorlu araç (otomobil, motosiklet vb.) kullanımındaki değişikliklerden kaynaklanacak.
Hava kirliliği her yıl 2 milyonun üzerinde erken ölüme neden oluyor. Her sene 2,5 milyon insan trafik kazalarında hayatını kaybediyor. Bunun yanı sıra trafik sıkışıklığı, hava kirliliği ve yol güvenliğinin yarattığı ekonomik zarar bazı ülkelerde gayri safi hasılatın %10’una ulaşabiliyor. Artan kentleşme ve motorlu araç kullanımına alternatifler yaratılamadığı için, böylesi yüksek rakamlar da kabul görmeye devam ediyor.
Yukarıda özetlenen trendleri tersine çevirebilmek için dünya çapında stratejiler üretmek gerekiyor. Bu kapsamda seyahat sayılarımızı azaltmalı, zorunlu olan seyahatlerimizi ise en verimli ulaşım türleri ile gerçekleştirmeliyiz. Ayrıca ulaşım sistemleri ile otomobillerin enerji verimliliğini artırmalıyız.
Gelişen otomobil teknolojileri sayesinde şimdiden hem enerji verimliliğinde önemli bir artış sağlandı, hem de ulaşım sektörünün emisyonları azaltıldı. Ne yazık ki, tüm bu olumlu gelişmeler küresel ısınmanın 2 derece ile sınırlı kalması hedefine ulaşmamız için yeterli değil.
Küresel ısınmanın olumsuz sonuçlarını azaltabilmek için ulaşım sektörünün büyük bir değişimden geçmesi gerekiyor. Bunun için seyahat sayılarını azaltmak, kişisel otomobil dışındaki ulaşım türlerini yaygınlaştırmak ve motorlu araç teknolojilerini daha verimli hala getirmek gerekiyor. Bunlar gerçekleştirilebilirse şehirlerdeki hayat kalitesi de artabilir: trafik kazaları azalır, fiziksel hareketlilik artar, hava kalitesi iyileşir, ulaşım seçenekleri çoğalır. Bunun yanı sıra yakıt, yol altyapısı ve otomobil giderlerini azaltmak ekonomik açıdan da olumlu etkiler yaratır.
Şu anda ilk yazısını okumakta olduğunuz bu blog serisinde, ulaşım sektöründeki olumlu gelişmelere ve en iyi uygulama örneklerine yer vermeyi planlıyoruz. Kent içi ulaşım anlayışımızı temelden değiştireceğine inandığımız uygulamalardan bahsedeceğiz.
Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde ulaşım
Gelişmiş ülkelerin otomobil odaklı büyüme modeline bir alternatif yaratabilmek için gelişmekte olan ülkelerdeki seyahat alışkanlıklarını değiştirmek gerekiyor. Bunu başarabilmek için tüketici tercihlerini ve kültürel alışkanlıkları değiştirmeye yönelik stratejiler geliştirmeli, insanların otomobillerinden vazgeçmelerini sağlamak için kaliteli ve düşük ücretli alternatifler yaratmalıyız.
Bunların yanı sıra, kullanılan araç teknolojileri ve yakıtların da çevreye duyarlı hale gelmesi gerekiyor.
Unutmamalıyız ki, kent içi ulaşım alışkanlıklarımızı değiştirme yolunda bugün atacağımız adımların uzun vadede önemli bir etkisi olacak.