Trafik kazası dünya literatüründe artık “trafik çarpışması” olarak geçmektedir. Bunun en önemli nedeni ise belirlenmiş trafik kuralları ve mühendislik çalışmaları çerçevesinde önlenebilir bir sorun olmasıdır. Birleşmiş Milletlerin iki yılda bir Küresel Yol Güvenliği Haftası olarak ilan ettiği Mayıs’ın ilk haftasında yer alan etkinliklerde bu konu ele alınmaktadır. Bulunduğumuz yıl içerisinde üçüncüsünün düzenleneceği haftanın teması “Yol Güvenliği ile Çocukların Hayatlarının Kurtulması” olarak #savekidslives hashtag’i ile dikkat çekmeye başlamış.
Dünya Sağlık Örgütü’nün yaptığı araştırmalara göre her yıl yaklaşık 1,24 milyon kişi trafik çarpışmasında hayatını kaybederken 20 ila 50 milyon kişi ise ağır yaralanıyor. Ölümlü çarpışmaların yüzde 92’si düşük ve orta gelirli ülkelerde meydana geliyor. Hiçbir önlem alınmadığı takdir de, 2020 yılına gelindiğinde trafik çarpışmasından kaynaklanan ölüm sayısının 1,90 milyon kişiye çıkması ön görülmektedir. Dünya genelinde çocuk, ergen ve genç yetişkinlerinin istatistikleri ne yazıkki iç açıcı değildir. Dünyadaki ölümlü trafik çarpışmalarının %80’i, ömür boyu sürecek sakatlanmalara neden olan trafik çarpışmalarının %90’ı ve tüm dünyada yaralanmalı trafik kazaları nedeniyle ölen çocukların %96’sı düşük ve orta gelirli ülkelerde yaşanmaktadır. Bu ölümlerin %50’si 15-44 yaşları arasındaki ergen ve genç yetişkinlerde görülmektedir. Daha da vahim olan bir istatistik ise 5-14 yaş aralığındaki çocuklar ile 15-29 yaş arasındaki gençlerin ölüm nedenlerine bakıldığında ikincil öncelikli neden trafik çarpışmaları olarak belirlenmiştir. Bu durum çözülemez görülse de bir çok ülke çocuk yol güvenliğinde ilerleme göstermektedir.
Çocuk ölümlerinin önlenmesi için farklı önlemler öngörülmektedir. Bunların en başında araç içi çocuk koltukları gelmektedir. Bu konuda yapılan çalışmalara göre araç içi çocuk koltuğu trafik çarpışmalarındaki bebek ölümlerini %71, küçük çocuk ölümlerini ise %54 azaltmaktadır. Belirli önlemlerin alınması ne yazıkki çocukların yan etkilerden zarar görmesini engellememektedir. İsveç’te yapılan bir araştırmaya göre; 3 yaşına kadarki çocuklarda görülen ölüm ya da yaralanmaların yaklaşık %50’si trafik çarpışmalarının yan etkileri nedeniyle meydana gelmektedir. Avrupa Yeni Araba Değerlendirme Programı’nın (The European New Car Assessment Programme) çalışmaları da göstermektedir ki çocuklar için araç içindeki bütün önlemler alınsa bile çocukların en çok darbe gördükleri boyun ve kafa bölgelerinin araç içinde herhangi bir yer ile teması engellenememektedir. Resmi rakamlara göre, Türkiye’de 4.000 kişi hayatını kaybediyor. Çarpışma sonrasında 30 gün içerisinde hastanede hayatını kaybedenler de eklendiğinde, her yıl yaklaşık olarak 10 bin vatandaşımız hayatını kaybediyor. 200 binden fazla kişi de yaralanıyor. Emniyet Genel Müdürlüğü yetkililerinin yaptığı açıklamaya göre trafik çarpışmasında yaralanma ve ölüm vakalarının Türkiye’ye sosyoekonomik maliyetini 20 Milyar TL’yi bulmaktadır. Emniyet Genel Müdürlüğü Trafik Eğitim Daire Başkan Yardımcısı Refik Ürk’ün 2014 yılında yaptığı açıklamaya göre Türkiye’de sadece 2013 yılında trafik çarpışmasında can veren vatandaşlarımızın yüzde 7’si, yani 177 tanesi 0- 14 yaş arası çocuklardan oluşuyor. Türkiye’de 14 yaş altı çocukların trafik çarpışması sonucu hayatını kaybetme riski ise, Avrupa ülkelerine kıyasla 3 ila 4 kat arası daha yüksek.
Tüm dünya çapında her gün 500 çocuk trafik çarpışmasında hayatını kaybediyor ve Türkiye genelinde de bu sayının oldukça yüksek olduğu görülüyor. Trafikte çocukların daha iyi korunmasını sağlamak ve bir an önce eyleme geçilmesi gerektiğine dair dikkat çekmek için Birleşmiş Milletler 4-10 Mayıs 2015 haftasını Üçüncü Yol Güvenliği Haftası kapsamındaki #savekidslives temalı çalışmalara kamu, özel sektör, akademi ve sivil toplum kuruluşları olarak destek vermek gerekiyor.
*EMBARQ Türkiye Projeler Koordinatörü Pınar Köse’nin Mart 2015′te yayınlanan Unibusiness yazısıdır.