EMBARQ Türkiye’nin, WRI Türkiye Sürdürülebilir Şehirler’e dönüştüğünü duyurduğu ve bu yıl üçüncüsü düzenlediği Yaşanabilir Şehirler Sempozyumu, 19-20 Kasım 2015 tarihinde İstanbul Teknik Üniversitesi ev sahipliğinde gerçekleşti. Sempozyumun ikinci gününde düzenlenen EMBARQ Mexico ile işbirliğinde düzenlenen Kentsel Tasarım Çalıştayı’nın raporuna buradan ulaşabilirsiniz.
Yaşanabilir Şehirler Sempozyumu’nun amaç ve hedefleri doğrultusunda, etkinliğin ikinci günü gerçekleştirilen Kentsel Tasarım Çalıştayı kapsamında, Doç. Dr. Yüksel Demir “Kentsel Tasarım Üzerine”, Danimarkalı mimarlık şirketi Gehl Architects’ten Henriette Vamberg “Geleceğin Kenti”, EMBARQ Mexico’dan Gisela Méndez “Kent Oyunu Nasıl Oynanır?” konulu sunumları gerçekleştirdi. Çalıştay, katlımcıların aktif rol oynadıkları bir çalışma ile devam etti. Katılımcı kitlesini şehir plancıları, mimarlar, peyzaj mimarları, çevre mühendisleri, inşaat mühendisleri, ulaştırma mühendisleri, sosyologlar, yerel yönetim temsilcileri ve akademisyenler gibi farklı disiplin ve platformlardan uzmanların oluşturduğu çalıştayda, interaktif bir ortam sağlanarak yaşam alanlarının nasıl daha iyi tasarlayabileceğine dair “kent oyunu” uygulaması yapıldı.
Kent Oyunu
Kent oyununda anlamak, türetmek ve kentsel dinamik geliştirmek üzere üç unsur temel alındı. Çalıştayın temel hedefleri, kent için farklı ölçeklerde gelişim stratejileri oluşturmak, kentsel gelişim stratejilerinin mevcut durum ile nasıl bütünleşeceğini analiz etmek, değerlendirmek, zonlama ve toplu taşıma odaklı gelişme (TOD) yaklaşmının faydalarını tartışmaya açmaktı.
Bu hedef kapsamında “kent oyunu” uygulaması ile farklı disiplinlerden gelen katılımcıların günlük yaşamlarında sahip oldukları rollerden farklı rollere (belediye başkanı, gazeteci, STK üyesi, akademisyen, gayrimenkul danışmanı gibi) bürünmeleri sağlanarak kente farklı bir açıdan bakmaları, karar verme süreçlerini çeşitlendirmeleri amaçlandı.
“İTÜ Ayazağa Yerleşkesi ve Yakın Çevresi, Armutlu Mahallesi” olarak belirlen çalışma alanına yönelik bilgi ve altlıkların paylaşılmasının ardından katılımcılar “rekabetçi” ve “radikal” olmak üzere iki gruba ayrıldı. Rekabetçi gruptan mevcut kurallar ve yasalar çerçevesinde olabilecek en iyi düzenleme ve yaklaşımı ortaya koyması; radikal gruptan herhangi bir yasa veya karara bağlı kalmaksızın strateji geliştirmesi beklendi. Radikal grup ortak hareket etme kültürü üzerinde duruken, rekabetçi grup yerel yönetim ve ilgili iştiraklerin bakış açıları doğrultusunda plan geliştirmeye çabaladı. Her iki grup da söz konusu sınırlayıcılar çerçevesinde, toplu taşıma odaklı gelişme elemanlarını tasarımlarına dahil ederek, aynı alan için, hedef ve stratejiler geliştirdiler. Oyun esnasında en dikkat çeken eğilimlerden bir tanesi ise her iki grubun da yeşille bütünleşmiş bir konut dokusuna ve aktarma noktaları arasında bisikletin kullanılması gerektiğine yaptıkları vurgu oldu.
Toplu Taşıma Odaklı Gelişme ve Katılımcılığın Önemi
Karma kullanımı destekleyen, toplu taşıma yolculuklarının sayısını arttırmayı ve aktif ulaşım türlerinin erişilebilirliğini hedefleyen toplu taşıma odaklı gelişme; bir toplu taşıma türünün istasyonunun etrafında şekillenen arazi kullanım yapısına, karma kullanım, yoğunluk, kompakt gelişim, toplu taşıma seçenekleri, bisikletli ve yaya ulaşımı, sokakların devamlılığı ve ilişkiselliği bağlamında odaklanır. Kentsel tasarım çalıştayı kapsamında toplu taşıma odaklı gelişme ve bu yaklaşımın mekânın kullanıcılarına sağlayacağı konfor, kamusal alanlara ve ulaşım modlarına erişim, aktif yaşam gibi faydalar her iki grup tarafından tartışıldı ve sonuçta çalıştay kent içi erişilebilirlik, kamusal alanlar ve kamu hizmetleri (donatılar ve altyapılar), karma kulanım ve konut modülleri çerçevesinde stratejileri içeren ve bu stratejilerin üçüncü boyuta aktarıldığı çalışma sunuşları ile tamamlandı.
Toplu taşıma odaklı gelişme yaklaşımının ilkeleri üzerinden yürütülen kentsel tasarım çalıştayının en önemli çıktılarından biri katılımcılık ilkesi oldu. Çalıştay, tüm katılımcıların, karar alma sürecinde etkin “katılım” sağlanması konusunda mevcut fırsatların farkında olduğu bir süreç dahilinde tamamlandı. Farklı disiplinlerden gelen aktörlerin ortak çalışma sırasındaki heyecanı, kentsel mekan üzerine hem diğer aktörlerle hem de mekanın kullanıcılarıyla empati kurulmasının alınan stratejik kararların önemini göstermekteydi. Bu çalıştay ile katılımcılığın, mecburi bir stratejik yöntem anlayışından sıyrıldığı ve mekânın biçimlenmesi konusunda gerçek anlamda uygulandığında ne kadar güçlü bir araç olduğu görüldü.