Dünya genelinde büyükşehirlerin hepsi aynı problemle yüzleşiyor: daha fazla nüfus, daha fazla trafik sıkışıklığı. Kent sakinlerinin ve çalışanların büyük çoğunluğu özel araç kullandığında, daha fazla trafik sıkışıklığı ve emisyon salımı, daha fazla trafik çarpışması, daha düşük hava kalitesi ve tüm bunlar nedeniyle de yaşam kalitesinde genel bir düşüş ortaya çıkıyor. Peki ya kentlerde yaşayanların önemli bir kısmı bisikletli ulaşımı ve diğer aktif ulaşım türlerini tercih etseydi. Bu olasılık Türkiye özelinde bizi şu soruya yönlendiriyor: bisikletli ulaşımı kent içi ulaşımın ana türlerinden biri olarak desteklemek yaşam kalitesini artırabilir mi?
Yaşam kalitesi, sıklıkla bireyler ya da toplum için önem arz eden konforlu ulaşım, temel hizmetlere erişim gibi hayatın farklı yönlerinde ortaya çıkan refah hissi olarak açıklanır. Sağlık kavramını da zihinsel, fiziksel ve çevresel sağlığı içerecek şekilde genişletir. Bir kentin ya da ülkenin yaşam kalitesini ölçmek, kaliteli yaşam göstergelerinin oldukça çeşitli olmasından ötürü kolay değildir. NUMBEO küresel veri tabanı; alım gücü endeksi, nüfus endeksi, konut fiyatlarının gelirle karşılaştırmalı endeksi, yaşam maliyeti endeksi, güvenlik endeksi, sağlık hizmetleri endeksi, trafikte geçirilen zaman endeksi ve iklim endeksinden faydalanarak ülkeler için bir yaşam kalitesi endeksi ortaya koyuyor.
Avrupa Birliği ülkelerinin yaşam kalitesi endeks değerleri ve bisikletli ulaşımın türel dağılım oranları incelendiğinde, beklendiği üzere bisikletli ulaşımın en fazla olduğu ülkelerin aynı zamanda en yaşanabilir ülkeler olduğu görülüyor. Yaşam kalitesi en yüksek 10 AB ülkesinden 6’sı aynı zamanda en çok bisiklet kullanılan 10 AB ülkesi içerisinde yer alıyor. Ek olarak, bisiklet kullanım oranı %5 ve altında olan 10 ülkeden 6’sı yaşam kalitesi endeks değeri en düşük ülkeler arasında yer alıyor. Daha detaylı araştırma yapmadan bir neden-sonuç ilişkisinden bahsetmek her ne kadar doğru olmasa da, bu veriler arasında bir ilişkiden söz etmek mümkün.
Türkiye’de bisikletli ulaşım altyapısını genişletmeyi ve bisikleti bir ulaşım türü olarak teşvik etmeyi amaçlayan AB destekli Herkes İçin Bisiklet Projesi kapsamında, WRI Türkiye kentlerde bisikletli ulaşım altyapısının mevcut durumunu ve yaşam kalitesi ile arasındaki ilişkiyi tespit etmek amacıyla Fietsersbond (Hollanda Bisiklet Derneği) ortaklığında bir ön araştırma yürüttü.
Türkiye’de Kentlerde Yaşam Kalitesi Düzeyi
Türkiye’de Sosyo-Ekonomik Gelişmişlik Endeksi (SEGE) kent ve ilçe ölçeğinde NUMBEO’nun sunduğu endeksten daha farklı veriler sunuyor. Kent ölçeğinde yapılan ölçümler yaklaşık 10 yılda bir tekrarlanıyor. Ve en son 2017’de güncellenen endekste demografi, iş gücü, eğitim, sağlık, rekabetçi ve yenilikçi kapasite, finans, erişilebilirlik ve yaşam kalitesini etkileyen diğer bazı faktörler kullanıldı. Bu değişkenler kullanılarak kentlerin bölgesel kapasite ve bireysel refah durumu göz önünde bulundurularak gelişmişlik düzeyleri hesaplandı ve bu düzeye göre 6 grupta sınıflandırıldı.
Endekse göre, Türkiye’deki 9 büyükşehir 1. kademede (en gelişmiş), 7 büyükşehir 2. kademede ve 5 büyükşehir 3. kademede sınıflandırılıyor. Diğer 9 büyükşehir ise 4., 5., ve 6. kademede sınıflandırılıyor. Türkiye’nin batısında yer alan büyükşehirlerin gelişmişlik seviyelerinin doğudaki büyükşehirlere göre genellikle daha yüksek olduğu görülüyor.
Endeksteki erişilebilirlik faktörleri arasında ne yazık ki ne hareketlilik verisi mevcut ne de kentsel hareketliliği anlamak için kıymetli olabilecek ulaşım seçeneklerinin kalitesi ve fiyat açısından uygunluğu, ulaşım sistemlerinin bütünselliği, hareketlilik seçenekleri ve arazi kullanım desenleri gibi veriler yer alıyor. Öte yandan, endekse karayolu uzunluğu, internet ve cep telefonu gibi temel teknolojilere erişim dahil edilmiş.
30 büyükşehirde bisikletli ulaşım da dahil olmak üzere tüm ulaşım türlerini içeren Ulaşım Ana Planı yapılması zorunlu. Büyük kentlerin çoğunluğu ise zorunlu olmamasına rağmen Sürdürülebilir Kentsel Hareketlilik Planları ve Bisikletli Ulaşım Ana Planları da hazırlıyor. Bu veriler de bize SEGE kademeleriyle karşılaştıracak daha çok bilgi sağlıyor.
Türkiye’de Herkes için Bisiklet’e Doğru
Avrupa Birliği Başkanlığı tarafından Avrupa Birliği desteğiyle uygulanan Sivil Toplum Destek Programı III ile finanse edilen “Herkes için Bisiklet” projesi dahilinde WRI Türkiye’nin yaptığı 30 büyükşehir analizine göre; Şekil 3’te de görüldüğü üzere, Konya 400 km’den fazla bisiklet yoluyla en çok bisiklet yoluna sahip büyükşehir. 16 milyon nüfusuyla Türkiye’nin en büyük kenti olan İstanbul 200 km’den fazla bisiklet yoluyla ikinci sırada yer alıyor. 14 kentte 25 km’den az bisiklet yolu varken 12 kentte de 25 ile 100 km arasında bisiklet yolu bulunuyor.
Sadece 13 kentte bisiklet paylaşım sistemi mevcut. Sistemde bulunan bisiklet sayısı ve hizmet alanı genişliği bakımından İstanbul, İzmir, Konya ve Kayseri en önde gelen bisiklet paylaşım sistemlerini barındırıyor.
Bisikletli ulaşım altyapısı ve bisiklet paylaşım sistemini içeren bu veriler Türkiye’nin sosyo-ekonomik gelişmişlik endeksiyle karşılaştırıldığında; en yüksek gelişmişlik düzeyinde yer alan kentlerin %75’i en az 25 km’lik bisiklet yoluna sahip. En yüksek gelişmişlik düzeyine sahip kentlerin çeyreği en az 200 km’lik bisiklet yoluna sahip ancak bu gelişmişlik düzeyindeki kentlerin sadece yarısında bisiklet paylaşım sistemi bulunuyor.
Bu durum gelişmişlik düzeyi en düşük olan kentlerin %90’ında ise tam tersi. Bu kentlerde 25 km’den daha az bisiklet yolu bulunuyor ve bisiklet paylaşım sistemi hiç yok. SEGE’nin 3. kademesinde sınıflandırılan bir çok kent ise bisiklet yolu ağlarını ve bisikletli paylaşım sistemlerini geliştiriyor.
Kentlerin yaşanabilirliği ve gelişmişlik seviyeleri farklı ülkelerde farklı değişkenlerle ölçülüyor. Mekanların sosyal, ekonomik ve fiziksel çevre faktörlerine ek olarak insanların ne kadar mutlu olduğunu anlamak da bir o kadar önemli. Bu noktada bir ulaşım türü olarak bisiklet hem insanların mutluluk seviyesi ile hem de genel gelişmişlik düzeyi ile ilişkilendirilebiliyor. Hem AB ülkelerinin hem de Türkiye’nin verileri incelendiğinde, yaşanabilirlik ve gelişmişlik düzeyleriyle bisikletli ulaşım ağlarının kapsayıcılığı ve bisiklet paylaşım sistemlerinin varlığı ile ölçülen bisikletli ulaşım yatırımları arasında bir paralellik bulunuyor.
Kentlerde yaşam kalitesi ile bisikletli ulaşım arasındaki ilişkiyi daha iyi anlamak için daha fazla araştırma yapılması gerekiyor. Yine de bisikleti ulaşımın bir parçası olarak görüp güvenli bisikletli ulaşım altyapısını geliştirmek, karbon emisyonlarını azaltmak, hava kalitesini iyileştirmek, kentliler için daha hareketli ve sağlıklı mekanlar sağlamak ve yaşam kalitesini artırmak gibi daha geniş kapsamlı amaçlar için önemli araçlardan biri. Tam da bu sebeple karar vericiler bisikleti sadece kendi kapsamıyla değil kentlilerin sağlığını ve refahını yükseltecek geniş kapsamlı bir gündemin bir parçası olarak değerlendirmeli.
*WRI Türkiye Sürdürülebilir Kentsel Gelişim Kıdemli Yöneticisi Dr. Çiğdem Çörek Öztaş ve Şehir Plancısı Murat Ölmez tarafından kaleme alınan bu yazının İngilizcesi “Using Cycling as an Indicator for Urban Quality of Life” başlığıyla 4 Ocak 2022 tarihinde TheCityFix’te yayınlanmıştır. Türkçe çevirisi ise ilk olarak 17 Şubat 2022 tarihinde Temiz Enerji Haber Portalı‘nda yayınlanmıştır.