Her yıl 7 milyonu aşkın insan hava kirliliğine bağlı olarak erken ölümle karşı karşıya kalıyor. Bu da öyle bir durum ki, en nihayetinde önlenebilir bir sebep yüzünden her yıl Hong Kong’da yaşayan insan sayısı kadar kişi hayatını kaybediyor.
Hava kalitesini iyileştirmeyi, iklim değişikliğiyle mücadele etmeyi ve hayat kurtarmayı hedefleyen ilk küresel konferansıyla Dünya Sağlık Örgütü de bu konuya gösterdiği ilgiyi ortaya koydu. Temiz bir hava için verilen mücadelede artık tüm paydaşların bir araya gelmesinin zamanı geldi. Bir yandan politika, toplum ve bilim alanındaki liderler temiz havanın halk sağlığı açısından önemini yakından incelerken; bir yandan da iklim dünyası daha geniş çaplı bir eyleme olanak sağlayacak önemli enstrümanlar sunuyor.
Hava kirliliği hem iklim hem de sağlık sorunu!
Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) tarafından yakın zamanda yayınlanan rapor da iklim eylemlerine dair durumu olabildiğince net bir şekilde ortaya koydu: iklim değişikliğinin en korkunç etkilerini bertaraf etmek için küresel ısınmayı 1.5 derece ile sınırlama hedefinden sapmış görünüyoruz. Kömür kullanımını sonlandırmak, yenilenebilir kaynakların kullanımını arttırmak, enerji verimliliğini iyileştirmek ve gıda üretimimizde neredeyse bir devrim yaratmak için rotamızı hızla değiştirmemiz gerekiyor. Bir yandan da sürdürülebilir üretim yapmamız, hava kalitesini iyileştirmemiz ve insanlar için de daha iyi yaşam koşulları sunmamız gerekiyor.
Bu konuya hem sağlık hem de iklim hedefleri dolayısıyla ilgi gösterilmeli. Yeterince ele alınmayan bir konu ise hava kirliliği ile iklim değişikliği sebeplerinin ne kadar örtüştüğü. Bazı durumlarda bahsi geçen kimyasallar bile aslında aynı.
Metan, siyah karbon, hidroflürokarbon (HFC) ve troposferik ozon gibi kısa ömürlü iklim kirleticileri küresel sıcaklıklar üzerinde güçlü etkiye sahip; bir çoğu da aynı zamanda tehlikeli hava kirleticileri. Örneğin metanı ele alacak olursak; metan önümüzdeki 20 yıl içinde karbondioksite kıyasla küresel ısınmaya 86 kat daha fazla etki edecek bir seragazı gücünde. Kirli hava kütlesinin de en büyük unsuru olarak zemin düzeyinde de en büyük öncü madde olan metan, bronşit ve astımın kötüleşmesine sebep olurken bir yandan da akciğer dokusunu zedeleyebilir. Tek başına troposferik ozona maruz kalmak bile her yıl yaklaşık 1 milyon kişinin erken ölümüne neden oluyor.
Diğer vakalarda ise sağlığa zararlı kirleticiler ile iklim değiştiren bileşenler aynı anda salınıyor. Örneğin enerji elde etmek için kömür yakıldığında karbondioksit, metan ve nitröz oksit gibi sera gazlarının yanı sıra kimi zaman toksik cıva ile beraber sağlığa zararlı ince parçacıklar da ortaya çıkıyor.
İklim Taahhütlerini Güçlendirmek Hava Kalitesini de İyileştirecek
İklim değişikliği ile ilgili geliştirilen enstrümanlar hava kirliliği ile mücadele ve halk sağlığını iyileştirme konularına da yeni bir ivme kazandırabilir. Tam da bu sebeple bu enstrümanlara sıkı sıkı sarılmalıyız.
Örneğin uluslararası Paris Anlaşması ülkelere 2020 yılına kadar daha güçlü ulusal eylem planı ya da “ulusal katkı beyanı” (NDC) hazırlaması konusunda çağrıda bulundu. Finansmanı yönlendirip küresel salım eğrisini değiştirmek için bunlar önemli enstrümanlar.Bunları sadece ısınmayı 1.5 derece ile sınırlandırmak için gerekli diye düşünmemek lazım, ekonomik açıdan da oldukça etkili: New Climate Economy’nin bir araştırmasına göre cesur iklim eylemleri 2030 yılına kadar $26 trilyonluk küresel bir ekonomik kazanç sağlayabilecek.
Kısa ömürlü iklim kirleticileri ile mücadeleyi, güçlendirilmiş ulusal katkı beyanlarının merkezine yerleştirerek hem iklim hem sağlık hedeflerinde ilerleme sağlamak mümkün. Yakın zamanda yayınlanan bir çalışmaya göre iklim değişikliğinin önüne geçmek, hava kirliliğine bağlı ölümlerin önüne geçebilir; dolayısıyla iklim değişikliği ile mücadelenin faydaları emisyonları azaltmanın maliyetlerinin çok daha ötesinde. Bunlarla birlikte, sağlık eş faydalarının katma değeri bazen etki azaltma çalışmalarının maliyetinin iki katından bile fazla olabiliyor. Çin ve Hindistan için seragazı emisyonlarının maliyetlerini azaltmak başlı başına sağlık faydaları ile telafi edilebilir.
WRI&Oxfam’ın yeni yayınladığı bir makale de ülkelerin kısa ömürlü iklim kirleticileri ile ilgili kilit sektörlere dair hedef, politika ve eylemleri nasıl yeni ya da güncellenen ulusal katkı beyanlarına dahil edebileceğine dair seçenekler sunuyor. Böylece ülkeler, bir yandan iklim ve sağlık faydalarının katma değerlerinden hızlı bir şekilde yararlanırken bir yandan da iklim değişikliğinden en az sorumluluğa sahip kişilerin giderek artmakta olan olumsuz etkilerle mücadelede yalnız kalmamalarını sağlayabilir.
Kısa ömürlü iklim kirleticileri ile mücadele
İklim değişikliğinin etkilerini ve hava kirliliğine bağlı riskleri azaltmanın aynı şey olmadığının altını çizmek gerekir. Ancak havadaki kirleticilerin yoğunluğu da iklim değişikliğinin odak noktalarından biridir. Sağlık eylemleri ile iklim eylemlerini birbiriyle uyumlu hale getirmekse, beraberinde pek çok yeni ve inovatif stratejiyi barındırır. Kısa ömürlü iklim kirleticileri ile mücadele etmek, hava kirliliğini ve iklim değişikliğini kontrol altına almak için önemli bir yol sunmaktadır.
Katherine Ross & Jessica Seddon tarafından kaleme alınan bu yazı 29 Ekim 2018 tarihinde World Resources Institute’un (Dünya Kaynakları Enstitüsü) blog sayfasında yayınlanmıştır. Orijinalini buradan okuyabilirsiniz.