11-14 Haziran tarihleri arasında İzmir Bisiklet Derneği’ni temsilen Velo City Konferansı’na katıldım. Her yıl başka bir şehirde yapılan dünyanın en prestijli ve büyük bisiklet konferansı artık sadece Avrupa ülkeleri ile sınırlı kalmayıp global bir federasyon olan European Cyclist’ Federation tarafından organize edilmektedir. Geçen yıl Vancouver’da yapılmış olan konferans bu yıl Viyana’da yapıldı.
Viyana, bisiklet konferansına tam anlamıyla müthiş bir hazırlık yapmış. 2013 Avusturya’da Bisiklet Yılı ilan edilmiş ve konferansın da dahil olduğu hafta boyunca Viyana bir çok etkinliğe ev sahipliği yaptı. Bisiklet zili konserinden, bisiklet moda gösterisine ve bisiklet polosuna kadar bir çok seçenek sunulmuştu. Konferans oturumları sonrası da bu şekilde değerlendirilecek demekti.
Konferans için kayıt işlemlerini yaptırır yaptırmaz, beş gün boyunca kullanacağım ücretsiz bisikletimi ve şehir bisiklet yolları haritamı teslim aldım.
1883 yılında yapımı tamamlanan tamamı gotik tarzındaki belediye binasının konferans salonunda açılış konuşmalarını Viyana Belediye Başkanı, Belediye Başkan Yardımcısı,Avusturya Çevre Bakanı, Avusturya Ulaştırma Bakanı ve ECF (European Cyclists’ Federation) başkanı yaptılar. Ortak söylemleri ve fikir birliği yaptıkları konu kısaca ‘’Dünya’nın nüfusu her geçen gün artıyor. Şehirler hiç bu kadar kalabalık olmamıştı. Kent insanının ulaşım talebi de artmaya devam ediyor. Bisiklet özgürlüktür ve şehirlerde geleceğin ulaşım aracıdır. Bisikletle ulaşım için altyapı hazırlanması ve kent insanının bisikletli ulaşım için teşvik edilmesi kaçınılmaz bir gerçektir’. Bunun dışında bisikletli ulaşım ve sağlık harcamaları arasındaki bağ ise her konuşmacı tarafından tekrarlandı.
Konferans süresince 10 farklı salonda eş zamanlı oturumlar düzenlendi. Ben daha çok işin teknik kısmından ziyade (bisiklet yolları için ayrılan bütçe, belediyelerin altyapı çalışmaları, bisiklet yolları yapımı vb) bisikletli ulaşımı arttırmak için yapılan projeleri dinlemeye ve başka ülkelerin insanlarını nasıl bisiklete binmeye ikna ettiklerini öğrenmek için elimde not defterim salondan salona koştum.
Katıldığım konuşmalardan örnekler: Romanya’da 2012 yılında sadece 1000 bisikletlinin katıldığı critical mass’a 2013 yılında 4000 kişi katılmış. Peki bunu nasıl başardılar? Şili’de 18-65 yaş arası bayanlar nasıl bisikletle hareket etmeye ikna edildiler? Bisikletli otomobilden daha mı fazla alışveriş yapıyor? Fransa, kiralık bisikletleri nasıl şehrin bir parçası haline getirdi? Çocuklara bisiklet nasıl sevdirilir? Bisikleti ulaşım aracı olarak görmeyen Yeni Zelanda’da nasıl uygulamalar var? Stokholm belediyesi nasıl oldu da bisiklet yollarına 1,5 milyon euro ayırdı? ABD‘nın yılda 150 gün kar altında olan şehrindeki bisikletliler nasıl iceriders oldular?
Copenhagenize ve Cycle Chic’in yaratıcısı karizmatik Mikael, 7000 yıldır insanlara ait olan sokakları otomobillere veren yöneticileri eleştirdi veşehirde bisiklete binde yolda yürümek kadar kolaylaştırılmalı dedi. Danimarka, yağmurdan ve kardan korunabilecekleri üşü cam ile kaplı bisiklet yolları isterken ben hep Türkiye’yi düşündüm. İstanbul ve Kopenhag aynı kıtada ama birbirlerinden ne kadar uzaklar.
Viyana, şehirdeki trafik düğümünün çözümünü bisiklette bulmuş. 2015 yılına kadar özel otomobil ile ulaşımı %20’ye düşürmek ve ulaşımın %80’ini yürüyüş+bisiklet ve toplu taşımanın oluşturması için farklı önlemler almış.
Dünyanın yaşam kalitesi en yüksek iki şehri Viyana ve Zürih belediye başkanlarının konuşmaları sırasında kıskançlığımdan ağlamamak için kendimi zor tuttum. Şehirlerinde yaşayan ailelerin, çocukların ve yaşlıların rahat etmesi için belediyeler resmen birbirleri ile yarışıyorlar.
Münih Belediye Başkanı Monatzeder, şehir içindeki ulaşımın %60’ının 5 kmden kısa mesefaler için yapıldığını tespit ettikten sonra bisikletli ulaşıma teşvik için iletişim ve kampanyalara kocaman bir bütçe ayırmış. Bisiklet turları, piknikleri, gösterileri, fotoğraf yarışmaları gibi etkinliklerin yanında şehre taşınan yabancılara ücretsiz bisiklet turu sunuluyorki, hem şehri tanısınlar hem de bisiklet ile ulaşımın ne kadar hızlı ve kolay olduğunu görsünler.
Konferans sonrasında bisikletime atlayıp elimdeki bisiklet yollarının işlenmiş olduğu haritanın yardımıyla imparatorlara ev sahipliği yapmış, parklarla, gül bahçeleriyle ve muazzam saraylarla ünlü Viyana sokaklarında gezdim. Bisikletliler yayaları tehdit etmediği sürece kaldırımlardan, tek yön yollardan ve parklardan geçebiliyorlar. Otomobil sürücüleri çok dikkatli. Ana yollara çıkarken bisiklet yollarının gerisinde durup bekliyorlar, bisikletli geçiyor mu diye mutlaka bakıyorlar ve nadiren 50 km/h gidebilecekleri yollarda (sokakların bir çoğunda hız limiti 30km/h) bisikletlilerin yanından geçerken hızlarını kesiyor ve yol veriyorlar.
Oturumlarla ve kahve aralarında sohbet ettiğim kişiler genellikle belediye çalışanları idi. Türkiye’den bir STK temsilcisinin böyle bir konferansa katılmasına hem memnun olduklarını söylediler hem de Türkiye’den hiç bir belediyenin temsilcisinin olmamasına da duydukları şaşkınlığı gizlemediler. Bu kadar önemli bir konuda, nufüsları bir kaç milyon olan şehirlerin planlamacılarının olması gereken bu bilgi havuzunda bulunmamak belediyelerimiz adına bence çok büyük bir kayıptı.
Konferansın son gününde Avrupa Komisyonundan bir temsilci, Avrupa Parlementosu’ndan bir kaç milletvekili konuşma yaptılar ve kentler doğal sınırlarına ulaştığını, insanların artık kalabalık şehirlerden kaçtıklarını ve bu insanların şehirlerle bağlantılarını sağlamak için sürekli daha fazla karayolu yapıldığını ancak bunun çözüm olmadığının bir gerçek olduğunu söylediler. Maalesef, çocuklar, dünyayı bir otomobilin arka koltuğundan izliyorlar.
Ben aklımda proje ve fikirler, çantamda bir sürü materyal ve kartvizit ile Türkiye’ye döndüm. Şimdi bunları hayata geçirmek üzere ilk adımı attım ve izlenimlerimi öncelikle İzmir Bisiklet Derneği üyeleri ile paylaştım. Şimdi İzmir ve çevresindeki bisiklet yolları altyapısının hazırlanması için İl Turyim Müdürlüğü ile birlikte bilgilendirme toplantısı hazırlıkları yapmaktayız. 18 Temmuz’da kamu kuruluşları, özel sektör ve STK’ların katılım sağlayacağı toplantıda bisikletin ekonomiye, kırsal alandaki turizme ve ülke tanıtımına faydalarından bahsedeceğiz. Şehrimizde gerekli bisiklet yolları alt yapısının sağlanmasına paralel olarak bisiklet kültürünü yaygınlaştırmak için tanıtım kampanyaları için bir çalışma başlatacağız.
Bu konferansa katılım bisikletli ulaşım konusunda uluslararası platformda doğru aktörlerle tanışmamız, bilgi almamız ve birikimlerinden faydalanmamız açısından çok önem taşımaktadır.
Velocity 2014, 27-30 Mayis tarihleri arasinda Avustralya’da Adelaide’de yapilacaktir.
http://www.velo-city2014.com/?gclid=CIeG742R07kCFcVY3goddTwAZQ