BİSİKLETLİ ULAŞIM KÜLTÜREL DEĞİŞİMLE MÜMKÜN

Covid-19 salgınıyla kentlerde toplu taşıma kullanımındaki ani düşüşle birlikte otomobil kullanımındaki artışın da önüne geçmek için bisikletli ulaşıma yerel yönetimlerden ciddi bir ilgi oldu. Ancak bisiklet sürmeyi teşvik etmek için yatırımla birlikte kültürel bir değişime ihtiyaç var.

Kaynak: Kent Dergisi

Günümüzde dünya nüfusunun büyük çoğunluğu kentlerde yaşıyor. Özellikle önümüzdeki 30 yıl içerisinde gelişmekte olan ülkelerdeki kentlerin nüfusunun iki kat artması bekleniyor. Bu nedenle, hem günümüz hem de gelecek için sürdürülebilir kentsel ulaşım sistemlerinin geliştirilmesi giderek önem kazanıyor.

Ulaşım sistemleri arasında etkili entegrasyon sağlamak, dünya çapında başarılı ulaşım sistemlerinin uygulanmasında karşılaşılan en büyük zorluklardan biri olarak karşımıza çıkmaktadır. Metro veya metrobüs gibi gelişmiş otobüsler gibi yüksek kapasiteli toplu taşıma sistemlerinin kentlere en etkin hizmeti sunabilmesi için, motorlu sistemler ve yaya/bisikletli ulaşım gibi aktif ulaşım türleriyle entegrasyon sağlanmalıdır.

ETKİLİ İLETİŞİM KAMPANYALARI

Son yıllarda kentlerde yaşanan hava kirliliği, trafik sıkışıklığı gibi çevresel faktörler, aktif ulaşım türlerinin çok daha fazla ön plana çıkmasına; yerel ve merkezi yönetimlerin bu alanlara geçmişe oranla çok daha fazla yatırım yapmasına sebep oldu. Bunun yanı sıra, tüm dünyayı etkisi altına alan Covid-19 salgınıyla ülkemizde ve dünyanın pek çok kentinde toplu taşıma kullanımındaki ani düşüşle birlikte otomobil kullanımındaki artışın da önüne geçmek için bireysel ve sağlıklı bir ulaşım türü olarak özellikle bisikletli ulaşıma yerel yönetimlerden ciddi bir ilgi oldu. Ancak kentsel çevrede özellikle bisiklet sürmeyi teşvik etmek için sadece altyapı yatırım gibi yukarıdan aşağıya bir yöntem yeterli değil. Kentlerde bisikletli ulaşımı teşvik etmek için öncelikle kültürel bir değişime ihtiyaç var. Bu kültürel değişimi sağlamada en önemli destek faaliyetlerinin başında ise iletişim kampanyaları geliyor.

Kentlerde bisikletli ulaşımın teşvik edilmesinde iletişim kampanyalarının etkili rolüne inanan WRI Türkiye Sürdürülebilir Şehirler, bu konuda Dutch Cycling Embassy (DCE) ortaklığı ve Avrupa Birliği tarafından finanse edilen Sivil Toplum Destek Programı II fonu ile ‘Haydi Türkiye Bisiklete!’ projesini hayata geçirdi. Bisikleti ulaşım aracı haline getirmek isteyen belediyelerin farkındalık kampanyalarına destek olan proje kapsamında İzmir, Eskişehir ve Lüleburgaz pilot kentler olarak seçildi.

Kentsel çevrede özellikle bisiklet sürmeyi teşvik etmek için sadece yatırım gibi yukarıdan aşağıya bir yöntem yeterli değil.

Proje kapsamında, pilot kentlerin belirlenmesinin ardından, her kentten teknik bir belediye temsilcisi ile o kentte yer alan ve en fazla üye sayısına sahip Sivil Toplum Kuruluşu (STK) olan İzmir’den BİSUDER, Eskişehir’den Vel Esbid ve Lüleburgaz’dan LÜBİDER’den birer temsilci; Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Türkiye Belediyeler Birliği ve İlbank’tan birer temsilcinin katılımı ile Amsterdam’da 3 günlük bir eğitim ve saha çalışması gerçekleştirildi. Eğitimde ise, çeşitli Hollandalı kurumların aktardıkları bisikletli ulaşım kampanyalarına odaklanıldı. Eğitimin ardından gerçekleştirilen boşluk analizi ve saha gezisi esnasında yerel yönetim, sivil toplum ve merkezi yönetim temsilcilerinin bir arada çalışmaları ve birbirleriyle etkileşimde bulunarak fikir geliştirmeleri sağlandı.

 

ESKİŞEHİR’DE BİSİKLET KÜLTÜRÜ

Amsterdam’da gerçekleştirilen eğitim sonrasında, orada edinilen deneyim ve analizlerin de derlenmesi ile bir “bisikletli ulaşım stratejik iletişim” eğitim modülü hazırlandı. Eylül, Ekim ve Kasım aylarında belediye ve sivil toplum temsilcilerinin katılımlarıyla, sırasıyla İzmir, Eskişehir ve Lüleburgaz’da 2’şer günlük stratejik iletişim eğitimleri verildi. Eğitim kapsamında özellikle sivil toplumun iletişim temelleri, hedef kitle belirleme, söylem belirleme, bir kampanya planlama, iletişim stratejisinin temelleri, medya ve mesaj arasındaki ilişki, kampanya özeti hazırlama, ajans yönetme gibi konulara odaklanıldı. Eğitimin ikinci gününde ise katılımcılarla SWOT analizi gerçekleştirilerek interaktif bir biçimde kentlere özel kampanya fikirleri geliştirildi. Sivil toplumun ve belediyenin ortak çalışması sonucunda İzmir’de öncelikli olarak bisiklet ve bisikletlilere yönelik bir “Farkındalık Kampanyası” yapılmasına karar verildi. Bu kapsamda, kampanya içeriğinin ana eksenini, trafikte yer alan motorlu taşıt sürücülerini bisikletlileri düşünmeye davet etmek ve bilinçlendirmek oluşturdu. Lüleburgaz’da daha önce gerçekleştirilen bisiklet taksi, bisiklet akademisi, ilçe ölçeğindeki ilk bisiklet master planı gibi bisiklet dünyasının “ilk ve tek”lerini anlatan, bugüne kadar yapılanları bir çatı altında toplayarak bütüncül bir yaklaşımla sunan ve Lüleburgaz’ı bisiklet etrafında birleştiren bir sahiplenme kampanyası oluşturuldu. Eskişehir’de ise Eskişehir’in köklü bisiklet kültürüne vurgu yapan, bu kültürü geleceğe taşıyan ve geçmişten geleceğe bisikletli Eskişehir konumlamasını kullanan “Bisiklet kültürünü hatırla ve sahiplen!” farkındalık kampanyası yapılmasına ve kampanyayı desteklemek üzere bir bisiklet sergisi hazırlanmasına karar verildi.

Eğitimlerin ardından Mart ayına kadar takip eden süreçte ise belediyelere mentorluk desteği verilerek içeriklerin ve tasarımların nihai hallerine getirilmesi sağlandı. Proje planında kampanyaların 2020 Mart ve Nisan aylarında uygulanması planlanmış ancak Mart ayı itibarıyla COVID-19 salgınının Türkiye’de de başlamasıyla birlikte yerel yönetimler, sağlık özelinde çalışmalara ağırlık vermiş ve geliştirilen kampanyalar askıya alınmak zorunda kalmıştır.

Salgın sürecinde, insanların kentlerde toplu taşıma kullanımına daha mesafeli yaklaşmaya başlamaları, özel araç talebinin gözle görülür bir artış göstermesi, belediyelerin yürüme, bisiklet gibi aktif ulaşım türlerine yatırım yapma istekleri göz önüne alınarak ve proje içeriğinin salgın dönemi ve sonrasında oluşacak talep ve beklentilerle uyumluluğu gözetilerek İzmir Büyükşehir Belediyesi ve Lüleburgaz Belediyesi tarafından ek bir kampanya geliştirme fikri kabul gördü. Temel odağı, salgın sırasında dışarı çıkma mecburiyeti olan insanlar için sağlıklı bir işe gidip gelme seçeneği olarak bisikletli ulaşıma odaklanan kampanya kapsamında “Haydi Türkiye Bisiklete!” ekibi ile koordineli çalışılarak yeni kampanya içerik ve materyalleri hazırlandı. Her iki kampanyada da İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ve Lüleburgaz Belediye Başkanı Dr. Murat Gerenli kendi kentlerinde kampanya yüzü olarak, ekipleriyle birlikte kampanyaya birebir destek verdiler. 3 Haziran Dünya Bisikletli Günü’nde kampanya malzemelerinden billboard ve afişler kentlerin çeşitli noktalarına asılarak farkındalık çalışmaları yürütüldü.

 

Bu yazının orijinali, Marmara Belediyeler Birliği’nin yayınladığı Kent Dergisi’nin ikinci saysısında yayınlanmıştır.