Transforming Transportation (#TTDC16), WRI Ross Center for Sustainable Cities‘in sürdürülebilir kent içi ulaşım girişimi EMBARQ ile Dünya Banka’sının birlikte düzenlediği bir konferanstır. 14-15 Ocak 2016’da Washington’da düzenlenen etkinliğin bu yılki teması ise “Sürdürülebilir Ulaşım: Küresel Gündemden Yerel Eyleme”.
“Paris’in bir başarı olup olmadığı, şimdi ne yaptığımızla belli olacak.” Bu sözlerle, Andrew Steer, Dünya Kaynakları Enstitüsü başkanı ve CEO’su, Washington DC’de düzenlenen Transforming Transportation Konferansı’nın ambiyansını yarattı ve konferansın ilk gününü başlattı.
Steer sahnede Dünya Bankası Sürdürülebilir Kalkınmadan görevli Başkan Yardımcısı Laura Tuck ile giriş konuşmasını yaparken, 2015’in bizlere İklim Antlaşması, Sürdürülebilir Kalkınma Hedeleri ve Brezilya Yol Güvenliği Deklarasyonu gibi birkaç önemli küresel taahhüt kazandırdığından bahsetti. 2016 yılının ise bu taahütleri şehirlerde eyleme dökmek açısından kilit bir göreve sahip olacak.
Ancak ne kadar hızlı davranabiliriz? İklimimiz hala değişiyor ve biz şu an sahip değişiklik gösteren yaklaşımdan daha fazlasına ihtiyaç duyuyoruz. Sistemsel değişimi küresel ölçütte harekete geçirebilecek kalıcı çözümlere ihtiyacımız var. Kendimize temelde şehirlerimizi nasıl tasarladığımız sorusunu sormalıyız.
Hedeflerimizi Birleştirmek, Ulaşımımızı Birleştirmek
İlk günün sabahında, tartışma özellikle hedeflerimizin, planlarımızın ve ulaşım modellerimizin entegrasyonu üzerindeydi. Naoko Ishii’nin açıkladığı gibi, iklim, ulaşım ve kalkınma konusunda alınan kararları birbirinden bağımsız görmemek gerekiyor. New Climate Economy (Yeni İklim Ekonomisi) tarafından hazırlanan yeni bir rapora göre, şehirler akılcı bir şekilde hazırlandığı takdirde, Amerika Birleşik Devletleri önümüzdeki 15 yılda 3 trilyon dolar tasarruf edebilir. Ancak, karar verme süreçlerimizi birbirinde bağımsız silolarda yürüttüğümüz sürece, hedeflediğimiz kompakt, bağlı ve iyi koordine edilmiş şehirlere ulaşmamız mümkün değil. Tek sektörel yatırımlardan uzaklaşarak ve birbirine bağlı yaklaşımlara sahip kararlar alarak hedeflediğimiz kalıcı değişimleri gerçekleştirebiliriz.
Her ne kadar dünya liderlerinin küresel ve yerel politikalarını iklim dostu haline getirmeleri oldukça önemli olsa da, şehirlerin birbirinden farklı ulaşım yöntemlerini hayata geçirmeleri de oldukça kritik. Sonuç olarak, her ne kadar hafif raylı sistemler ve kent içi toplu taşımada kullanılan otobüsler yolculara hızlı bir şekilde seyahat imkanı sunsa da, her evin bir metro, tren veya tramvay istasyonuna ya da otobüs durağına direkt olarak bağlı olması mümkün değil. Suresh Prabhu, Hindistan Demiryolu Bakanı, Hindistan’da hafif raylı sistemlere olan talebi aktarırken “Çoklu ulaşım politikalarına ihtiyacımız var.” sözleri ile sadece tek ulaşım türünün yeterli olmadığını vurguladı.
Ayrıca, konuşmacılar insanları şahsi araçlarını evde bırakıp toplu taşımaya yönlendirebilmek için toplu taşımanın konfor ve kalitesinin arttırılması gerektiğini belirttiler. Şehirlerde otobüsler, hafif raylı sistemler ve bisiklet yolları gibi kaliteli sistemlerin yokluğunda insanların şahsi araçlarına yönelerek, sıkışık ve adaletsiz şehirler yarattıkları üstünde duruldu. Eğitimin bir başlangıç noktası olduğu, fakat verilen kararların başlangıçta sürdürülebilir hareketliliğe dönük olması gerektiği vurgulandı. Morten Kabell, Kopenhag Teknik ve Çevre İşleri Başkanı bu konudaki başarısını şu kelimelerle aktardı: “Kar yağdığında, bisiklet yollarını araç yollarından daha önce temizliyoruz. Bu durum, bisiklet ulaşımını uygun bir model olarak gördüğümüz konusunda net bir mesaj yolluyor.”
Konuşmalar sırasında liderler, toplu taşıma ve şehir sakinlerinin hayat kaliteleri arasındaki büyük ilişkiyi de öne çıkardılar. Suresh Prabhu, bu konudaki görüşlerini “Ulaşım profillerini değiştirmek sadece çevresel hedeflere ulaşmak için değil, ayrıca hayat kalitesini arttırabilmek için son derece önemli.” kelimeleri ile aktardı.
Yerel liderler ve yönetimlerin önlerindeki zorlu görev ise bu fikirleri bulundukları bölgedelerde harekete geçirmek. Ani Dasgupta, WRI Ross Sürdürülebilir Şehirler Merkezi Global Direktörü, bu konuda BRT gibi küresel örnekler vererek, şehirlerin en iyi yöntemleri paylaşmaları ve bu çözümleri yerel şartlara uygun hale getirerek en etkili sonuçlara alabileceklerini aktardı. Örneğin, Kopenhag politikalarını değiştirmeden Mumbai’de uygulamak başarılı bir girişim olmayacaktır.
Yerel çalışmalar ve hareketlerin önlerinde yatan büyük birer engel ise politik kapasiteleri. John A. Roome, Dünya Bankası İklim Değişimi Durdurma Çözümleri Üst Yöneticisi, bu konuya dair bir soru sordu;“Anahtar soru, sürdürülebilir politikalar için gerekli olan teknik kapasiteyi siyaseten/politik olarak nasıl yaratabiliriz?” Roome ayrıca, sivil toplumların yerel politik iklimlerle uzlaşamadığı durumlarda hata yapmalarının çok daha olası olduğunu ve yerel ihtiyaçlara dair çözümler üretmede başarısız olduklarını belirtti.
Şehirleri Geride Tutan Ne? Ulusal Hükümetler Neler Yapabilir?
İlk günün sabahı, ulusal hükümetlerin şehirlerin harekete geçmeleri konusunda nasıl yardımcı olabilecekleri konusundaki bir tartışmayla sona erdi. WRI Ross Merkezi’nden Holger Dalkmann bu konuda şu sözleri sarf etti: “Bu konu, ulusal seviyede fırsat veren şartlarla alakalı.” Eğer ulusal hükümetler, şehirleri ve yerel yönetimleri arsa değerleri veya arazi vergilerini arttırma gibi yöntemlerle kendi fonlarını yaratma konusunda teşvik ederlerse, şehirler bağımsız bir şekilde elde ettikleri bu imkanları sürdürülebilir ulaşım sistemlerine yatırabilirler. Ek olarak, ulusal hükümetler inşa kapasitesi ve kurumların verimli çalışmaları konusunda esas konumdalar. Gereğinden fazla ulusal hükümet, yerel yönetimleri teşvik eden birer kurum olmak yerine, bu yönetimler üstünde engelleyici rollere sahip. Bu durumun değişimleri kolaylaştırması için gelecekte değişmesi gerek.
* Tunç Ekin Yavuz’un Türkçe’ye çevirdiği ve Ryan Winstead ile Alex Rogala’nın kaleme aldığı “Live from Transforming Transportation 2016: Meeting Our Global Commitments Will Require Disruptive Change” başlıklı yazının orijinaline TheCityFix.com’dan ulaşabilirsiniz.