BİSİKLETLİ ULAŞIM DERNEĞİ (BİSUDER)’İ NEDEN KURDUK?

Artık Türkiye’de “bisikletli ulaşım” odaklı bir dernek var!

Belki şu ana kadar sadece sosyal medyada denk gelmişsinizdir, çünkü henüz basına bir duyurusu yapılmadı derneğin. İzmir’de Bisikletli Ulaşım Derneği (BİSUDER), 17 kurucu üyesi ile 2018 yılı Aralık ayında kuruldu. Sonrasında 2019 Mart ayında ilk genel kurulunu yaparak yetkili organlarını seçen dernek, hak temelli bisiklet savunuculuğu yapma ilkesi ile ve “Bisikletli Ulaşım Haktır” sloganı ile yola çıktı.

Kurucuları arasında olduğum bu derneği neden kurduk?

Günümüzde büyük kentlerin ve aslında tüm dünyanın başat (baskın?) sorunları hepimizin malumu. Bu sorunlar çevre, sağlık ve ulaşım şeklinde üç ana başlıkta toplanabilir. Bu üç ana başlığın da birbirinden ayrılmaz şekilde bir döngü içinde olduğunu söyleyebiliriz. Ancak bu başlıkların bugün en başında ulaşım var çünkü ulaşım tercihlerimizdeki çarpıklık onun altında sağlık ve çevre sorunlarının da tetikleyicisi ve önemli nedenlerinden birisi.

İnsan değil otomobil odaklı kent planlarımız, özel otomobil merkezli yaşam tarzımız gün geçtikçe daha da içinden çıkılamaz hale gelen bu sorunların başlıca sebeplerinden. Geçmişten bugüne otomobil sayısı arttıkça ve şehir merkezlerinde otomobillerin lehine uygulamalar ön plana çıktıkça öne sürülen, yolların genişletilmesi, ilave yolların yapılması, tüneller, köprüler ve yer altına alınan kavşaklar gibi çözümlerin, aslında çözüm olmadığının anlaşılması acaba daha ne kadar vaktimizi alacak?

Kentlerdeki ulaşım piramidinin en tepesine yaya, bisikletli ve toplu ulaşımı yerleştirmediğimiz sürece artık en bilindik tabirle “yol yaparak ulaşım sorununu çözemezsiniz”.

Sonuç olarak özel otomobile dayalı ulaşım anlayışının getirdiği hareketsiz yaşam tarzı bizleri, yukarıda saydığımız üç başlıktan diğer ikisi olan sağlık ve çevre başlıklarına taşıyor.

Yürüyerek ya da bisikleti ile işine, okuluna ve sosyal hayatındaki her noktaya ulaşamayan insanların özel otomobilleri içerisinde harcadıkları hareketsiz saatler bireylerde sağlık sorunlarına sebep olurken, çok sayıda aracın trafik içindeki ilerleyemeyen durağan hali sırasında etrafa yaydığı karbon monoksit (egzoz gazı), basitçe çevre ve sağlık başlıklarımızın özetini ifade ediyor.

Bunları kim anlatacak?

Bu satırının yazarı da dahil olmak üzere İzmir’de on binlerce kişi bisiklete binmeyi seviyor. İzmir ruhu dediğimizi şey bisikletin ruhuna çok yatkın. Fakat bizim bisiklete binmeyi seviyor olmamız bisiklete binmeyenlerin de bisikleti tercih etmesi için yeterli bir sebep midir?

Elbette yeterli sebep değil. O sebeple bisikleti ve bisikletli ulaşımı anlatmanın sevgi, özgürlük, tutku vb. kavramların dışına taşıyıp, “neden bisikletli ulaşım?” sorusuna bilimsel, hukuki ve hak temelli bir yaklaşımın ortaya konması gerektiğini düşünmenin tam sırasıdır.

Çünkü ulaşımda otomobili tercih ediyor olmanın, bisikleti, toplu ulaşımı ya da yürüyerek ulaşmayı tercih etmenin yanında hiçbir üstün tarafı yok. Otomobil tercihe edenlerin lehine yapılan kent uygulamalarının da eşit vatandaşlık ilkesi anlamında savunulacak tarafı yok. Bu sebeple ortada otomobil lehine, bisikletli ve yaya aleyhine bir düzen olduğu çok açık. Bu adaletsiz yaklaşım da bizi ister istemez hak temelli savunu alanına itiyor.

Bisiklete gönül vermiş ve bisikletli ulaşımın önemini kavramış hemen hemen herkes yukarıda yazdığım tüm konuları belirli periyotlarda kendi sosyal medya hesaplarından, sahip olduğu iletişim kanallarından zaman zaman dile getirmekte. Ancak bu iletişimi sanki biraz kapalı devre bir network içinde yapıyoruz gibi. Bisiklet ile ilgili kurulmuş sosyal medya grupları, topluluklar yine kendi içlerinde bisikletli ulaşımın önündeki engelleri konuşup birbirlerine dert yanmanın ötesine geçmek istediğinde başka bir engel ile karşılaşıyorlar. Devlet!

Çünkü devlet kişiyi değil toplumu ilgilendirdiğini iddia ettiğiniz konularda karşısındaki mekanizmada, toplulukta şunları görmek ister. Demokratik yapı, yazılı kurallar ve hukuk karşısında hesap verebilirlik. Bu da bir tüzel kişiliğe tekabül eder yani bir sivil toplum kuruluşuna. “Bunları kim anlatacak?” sorusunun cevabı bir sivil toplum kuruluşudur.

İşte BİSUDER’i bilimsel ve hukuki tabana ilkelere sahip, demokratik yapı ve mekanizmaları özümsemiş, destekçi ve üyelerine hukuk karşısında hesap verebilir, bisikletli ulaşımı hak temelli bir savunu kapsamına oturtacak bir sivil toplum kuruluşu oluşturabilmek için kurduk.

BİSUDER’in amacı ne?
• Özetle amacımız “Bisikletin toplumun geniş kesimlerince bir araç olarak kabulüne dair gerekli tüm çalışmaları yapmaktır.” Bu çalışmaları sadece “trafik” kavramı içinde tutmayıp bisiklet kültürünü tüm unsurları ile besleyecek kapsamda düşünmek ve hayata geçirmektir. BİSUDER bu eylemlerini gerçekleştirirken dayanak noktalarını veriden, bilimsellikten ve insan haklarından alır.

• Kentin dokusunda var olan tüm bireylerin, özellikle de kadın, çocuk, engelli ve yaşlı bireylerin toplumsal ilişkilerinde bisiklet aracılığıyla oluşturulabilecek her tür pozitif etki için projeler tasarlamak ve yürütmek, toplumsal farkındalık yaratmak için çalışmalar yapmak.

• Karar vericiler üzerinde bisikletin öncelik sırasını değiştirmek, bu doğrultuda etki edici bir yapıya sahip olmak diğer önemli amaçlarımızdan birisidir.

• Bisiklete dair hukuki ve kanuni tüm metinlerin sağlıklı çevre, çağdaş dünya gereksinimleri ve insan haklarına dayalı olarak geliştirilmesi ve hatta değiştirilmesi için çaba sarf etmek.

• Bunu yaparken sağlam bir kurumsal altyapı oluşturarak bireylere değil kuruma has ilkeli refleksler, ilişkiler ve yöntemler geliştirmek diğer önemli amaçlarımız içindedir.

BİSUDER neyi, nasıl yapacak?
• Bisikletli ulaşım, bisikletli ulaşım altyapısına dahil olabilecek unsurların arttırılması ve yenilikçi öğelerin ortaya konması, bisikletli turizmi, bisiklet sürüş eğitimi, bisiklet ile ilgili bilimsel araştırmalar, yayınlar, bisiklet satış ve servis hizmet kalitesinin artmasına dair girişimlere katkı sunmak, bisikletlilerin hak ve yükümlülüklerine dair çalışmalar, ortak paydada buluşulabilecek diğer STK’lar ile işbirliği yaparak bisiklet kültürüne ve bisikletli yaşam tarzına dair tüm unsurları toplumun geniş kesimlerine aktarmak. Bireylerin “bisikletli yaşam”a adım atmaları için her konuda destekçi ve aracı olmak.

• Engellilerin toplumdan ayrıştırılmadan engel durumlarına göre bisiklet kullanımını teşvik etmek için gerekli çalışmaları yapmak, bu konuda toplumsal farkındalık çalışmaları yapmak, bisiklet satış ve servis hizmet kalitesinin artmasına dair girişimlere katkı sunarken bu durumu göz ardı etmemek, engellilerin kullanımına uygun bisiklet tasarım ve üretimini desteklemek.

• BİSUDER tüm çalışmalarını konu başlıkları hakkında deneyim, tecrübe, istek ve kararlılığa sahip üye ve gönüllüleri tarafından sahada ve literatür düzeyinde gerçekleştirir. Bu çalışmaları yaparken bisiklete dair tüm diğer aktörler ile yapıcı ve verimli iş birliğine önem verir.

• BİSUDER’in çalışma biçimleri sahip olduğu tüzel kişilikten kaynaklı olarak bilindik bisiklet gruplarının ölçeğinden farklı ve yöntem olarak da ayrı olacaktır. İlişkiye geçilecek her türlü resmi ya da sivil kurum nezdinde bisiklet adına lobi faaliyetleri yürütmek, karar vericiler üzerinde bu yöntemlerle bisiklet lehine kalıcı ve olumlu etkilerde bulunmak bunların başında gelir.

• BİSUDER gücünü fiili alana yansıtmanın yanı sıra hukuki düzlemde de bisikletli yaşam lehine gerekli değişikliklerin yapılması için etki gücüne sahip olmayı amaçlar.

• Gerektiğinde demokratik haklardan kaynaklanan imkanları kullanarak, toplumun dikkatini çekmek için barışçıl toplantı, gösteri, eylem ve protestoların düzenleyicisi ve öncüsü olabilir.

BİSUDER’e www.bisikletliulasimdernegi.org adresinden ulaşabilir ve sosyal medya hesaplarını takip ederek çalışmalarımızdan haberdar olabilirsiniz.

Bisuder Instagram : https://www.instagram.com/bisikletliulasimdernegi/
Bisuder Facebook: https://www.facebook.com/bisuder/
Bisuder Twitter : https://twitter.com/bisuder