Geçtiğimiz Nisan ayında, Parislilerin %90 gibi büyük bir çoğunluğu, e-skuterlerin yol kurallarını ihlal ettiği gerekçesiyle Fransız başkentinde kiralanmasını yasaklamak için oy kullandı. Paris, 2018 yılında e-skuterleri tanıtarak öncü bir rol üstlendi, çünkü şehrin yetkilileri çevreyi kirletmeyen kentsel ulaşım biçimlerini teşvik etmeye çalışıyordu. Ancak, özellikle gençler arasında iki tekerlekli araçların popülaritesinin artmasıyla birlikte, trafik çarpışmaları ve çatışmaların sayısı da arttı. 2022’de Paris’te e-skuterlerle meydana gelen çarpışma ve çatışmalarda 3 kişi hayatını kaybederken, 459 kişi yaralandı.
Paris’in sosyalist Belediye Başkanı Anne Hidalgo, yaptığı bir röportajda e-skuterlerin Parisliler için “gerilim ve endişe kaynağı olduğunu” ve yasağın kamusal alanlardaki “sıkıntıyı azaltacağını” belirtti.
“Burası, kültürel ve turistik cazibe merkezi olacak”
Genç ve görece düşük gelirli Parisliler ile turistlerin en yoğun kullandığı bu kent içi ulaşım türü, demokratik görünümlü bir referandumla (online katılım seçeneği olmadığından birçok genç, katılım gösteremedi) orta ve üst yaş grubundan zenginlerin katılımıyla mı yasaklandı, yoksa referandumla dünyanın en çok turist alan şehrinin silueti ileriye dönük maddi kaygılar ve yol güvenliği kılıfı ile mi kurtarıldı? Bu soruyu soran ilk kişi ben olmasam da bir ulaşım uzmanı olarak, kent içi ulaşım özelinde belirleyici bir yaklaşımın, referandum kılıfı altında yol güvenliği gibi ulaşımın en temel sorunlarından birinin kampanyası gibi sunulması, bu metodolojinin ilerde başka şehirler için de tasarlanmasının önünü açtı. Yakın gelecekte özellikle tarihi ve turistik şehirlerde bu tür referandumları görebiliriz…
İstanbul’da da Paris’teki referandumun yakın tarihlerinde, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı ve İETT Genel Müdürü Dr. Buğra Gökçe, sosyal medya üzerinden yaptığı paylaşım ile İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB)’nin yeni elektrikli skuter düzenlemesini duyurdu. Eylem planı, genel olarak parklanma yönetiminde ücretlendirme teşvikini, bölgesel hız sınırlarını ve diğer kent içi ulaşım sistemleriyle entegrasyon gibi birçok gecikmiş iyileştirmeyi içeriyor. Bütün bu iyileştirmeler önemli adımlar olsa da e-skuterler özelinde ulusal olarak tutarsız bir yönetmelik mevcuttur. Bu bağlamda, size sormam gereken soru şu: Paris’ten bir tane İstanbul’dan kaç tane var?