Travis Kalanick ve Garrett Camp’in 2008’de Paris’te taksibulamamaları sonucu geliştirip hayata geçirdikleri UBER uygulaması ile 2017 yılına gelinceye kadar 65 ülkede75 milyon kullanıcı yaklaşık olarak 4 milyar yolculuk gerçekleştirdi. Ülkemizde de son yıllarda özellikle İstanbul ve İzmir şehirlerinde yaygın olarak UBER uygulaması kent içi ulaşımda kullanılıyor. UBER uygulamasının yaygınlaştığı Brezilya, Fransa gibi ülkelerde taksici esnafınının uygulamanın yasaklanması için yaptıkları eylemlerin benzerleri ülkemizde de karşılık bularak, 25 Mayıs 2018 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan düzenleme ile Karayolları Taşıma Yönetmeliği’nde değşikliğe gidildi. D2 yetki belgesiyle başka turizm firmalarına kayıtlı olarak iş yapan UBER şoförleri ile bu belge sahiplerini hedef alan düzenleme ile:
1. UBER şoförlerine ikinci kez polis tarafından işlem yapılması durumunda yetki belgeleri iptal edilecek ve iki yıl boyunca taşımacılık yapmaları yasaklanacak.
2. Araçlarını mobil uygulamalara kullandıran D2 yetki belgesi sahipleri, bu faaliyete devam etmeleri halinde yaptırımla karşılaşacak.
Herkes tarafından sorulan “UBER mi, TAKSİ mi?”, “UBER yasaklanmalı mı?” soru ve tartışmalarının en ihmal edilen boyutu ise kent içi ulaşım çözümü olarak tanımlanan bu sistemlerin kent içi ulaşıma ne kadar çözüm getirdiği ya da kendisinin bizzat bir problem olup olmadığıdır. New YorkTrafik ve Ulaşım Planlama Bölümü tarafından geçtğimiz Temmuz ayında yayınlanan kapsamlı rapor bu sorulara yanıt veriyor. Rapordan çıkan en çarpıcı sonuçlardan biri kent içi ulaşım taleplerinde kullanıcıların toplu taşıma seçenekleri yerine UBER ve benzeri uygulamaları kullanması. Raporda verilen istatistiklere göre UBER ve benzeri uygulamalar, özel taşıt kullanım talebinden alınan her 1.6 km başına, yol ağında 4.5 km’lik bir motorlu taşıt kullanım talebi yaratmaktadır. Bunun sonucu olarak New York özelinde UBER ve benzeri uygulamalarla yapılan yaklaşık 159 milyon adet yolculuğun trafik sıkışıklığını %180 oranından arttırdığı tespit edilmiş.
Günümüz şehirlerinin en temel sorunlarından biri olan ulaşım sorunlarının çözümü için akıllı sistemlerin ya da uygulamalarının çözüm mü problem mi olduğu ulaşım planlama yaklaşımı çerveçesinde siyasetten bağımsız şekilde analiz edilmelidir. Ancak bununla birlikte, vatandaş kent içi hareketlilik ihtiyaçları göz önünde bulundurularak, bu ihtiyaca yönelik güvenli, sürdürülebilir ve erişilebilir toplu taşıma, bisiklet ve yürünebilir alanlar gibi alternatifler geliştirilmelidir.